Nükleer Santralların Ülkelere Dağılımı
Buhar makinesi,lokomotif,otomobil,uçak ve daha niceleri ilk kez hangi ülkelerin hizmetine girmişlerse nükleer enerji de önce o ülkelerin konforuna katılmıştır.Her yenilik gibi nükleer elektrikte de zengin işidir..Dünyada nükleer kurulu gücünün yarısı Kuzey Amerika kıtasında ,dörtte biride Batı Avrupa’dadır.Bunlara yeni zengin Japonya’yı da katarsanız nükleer kurulun gücün %85’i eder.Sovyet Rusya ve beş müteffiki %11’i oluşturur.Dünyanın kalkınmakta olan yörelerinin bu yeni teknolojiden şimdiye kadar alabildikleri pay sadece %4’dür.
Dünyanın geri kalmış yöreleri ne bugün ve ne de gelecekte nükleer teknolojinin önemli bir alıcısı olmayacaktır.Halbuki enerjiye asıl o yörelerin ihtiyacı vardır.Ve daha da tuhafı dünya reaktörlerinin önemli bir bölümü o yörelerden gelen uranyumla çalışmaktadır.Takvim yaprakları 1980’lere dönerken Afrika ve Avustralya kıtalarında çalışan nükleer santral henüz yoktu.Güney Amerika kıtasında sadece 1,Asya’nın güney şeridinde 4 nükleer santral faaldi.Yapılmakta olanların sayısı ise adı geçen yörelerde toplam 16’yı buluyordu.
Dünya elektriğinin günümüzde %9’unun nükleer kaynaktan üretildiğini belirtmiştik.Zengin ülkelerin ortalaması %16’dır.İsviçre elektriğinin %25’ini ,Belçika %35’ini nükleer santrallardan sağlamaktadır.
Durumu elverdiği halde nükleer enerjiye el atmamış iki ülke Avusturalya ve Norveç’tir.Her ikisi de enerji zengini olduğu için nükleer katkıya gerek duymamıştır.Üstelik Avustralya zengin bir uranyum satıcısıdır.Fakat enerji bakanının 1980 mayısındaki beyanına göre en azından gelecek on yıldan önce nükleer santral kurmak niyetinde değildir.Kömür kendilerine yeterli olacaktır.Norveç Avrupa’nın en zengin hidrolik potansiyeline sahipken kıta sahanlığında gene Avrupa’nın en zengin doğal gaz yataklarını ve petrolünü bulmanın mutluluğuna erişti.Kullandığı enerjiden fazlasını satan bir ülkedir.Avrupa’nın tek enerjisi dışsatımcıdır.
Türkiye nükleer çağa henüz adım atmamıştır.Fakat nükleer elektrik kullanmadığımızı söyleyemeyiz.Bulgaristan’dan satın aldığımız elektriğin bir bölümü hiç şüpesiz bu ülkenin ilki1974 yılında işletmeye giren 3 nükleer santralinden gelmektedir ve dördüncü santral da kuruluş halindedir.
Doğu komşumuz İran Şahlık döneminde Almanya’ya beheri 1200 MWe gücünde iki ve Fransa’ya beheri 900MWe gücünde iki olmak üzere 4 büyük nükleer santral sipariş etmişti.Sözleşmelere göre 1980’den başlayarak her yıl santrallardan birisi işletmeye girecekti.Ancak 1979 şubatında yönetimi alan devrim hükümeti Şah’la yapılmış sözleşmeleri tanımadı.Onun için koca sipariş belirsiz geleceğe terk edildi.
Batı toplumu nükleer enerjiye ’dikeni’ni bahane edip reddetmiştir.Radyoaktivitenin abartılan tehlikelerinden ürkmüştür.Tepki giderek büyümüş işi engelleyecek boyutlara ulaşmıştır.Nükleer santral şantiyelerinin bir bölümü kapanmış diğer bölümünde de işler çok yavaşlamıştır.Hatta bittiği halde kapısına kilit vurulan (Avusturya’da) nükleer santral vardır.Demokrasi ülkelerinde kamuoyu gücünü nükleer tartışmada denemiş politikacılara ve teknokratlara karşı birinci raundu kazanmıştır.Nükleer büyümeyi frenlemeyi başarmıştır.Batı dünyasında 1973-80 arasında işletmeye alınması programlanan santralların ancak yarısı bitirilmiştir.
Petrol fiyatlarının ani oynaması elektrik şirketlerini topluca nükleer enerjiye yöneltirken halk giderek artan tepkiyle buna karşı koymuştur.Sonunda siparişleri sıfıra indirmeyi başarmıştır.1970’li yılların ikinci yarısında grafiği hala sıfır çizgisinin üzerinde biraz üzerinde olan ülkelerden alınan üç-beş sipariştir.