3. nesil (görüntülü telefon, internette bant genişliği gibi, 3G) lisanslarının açılmasına ilişkin yetkilendirme planı Bakanlar Kurulu'nca kabul edilerek, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, A lisansı için 252 milyon Euro, B lisansı için 224 milyon Euro, C lisansı için 196 milyon Euro, D lisansı için 140 milyon Euro bedelle ihaleye çıkılacak. Bakanlar Kurulu'nun 3. nesil kararı Turkcell ve Avea tarafından memnuniyetle karşılandı. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv yaptığı açıklamada, sektörde uzun zamandır beklenen kararı mutlulukla karşıladıklarını söyledi. Ciliv, Turkcell olarak lisansların dağıtımının hemen ardından 3G'yi hayata geçirmek için hazırlıkları yaptıktıklarını ve kısa sürede Türk halkını 3G ile tanıştıracaklarını söyledi.
AVEA Genel Müdürü Cüneyt Türktan da kararı memnuniyetle karşılamakla beraber lisans ücretlerinin yüksekliğinden yakındı. Türktan, Avrupa'da dağıtılan 3G lisans ücretlerinin büyük ölçüde düşürüldüğüne ve hatta kimi ülkelerde bedelsiz olarak verildiğine dikkat çekti.
( Haber; Yeni Şafak gazetesi )
3 G nedir ne değildir hayatımızı nasıl etkiler?
Her geçen gün daha fazla duymaya başladığımız 3G yani 3. nesil kavramı mobil iletişimde ne ifade ediyor. 1990'ların ikinci yarısında ceplerimizde yerini alan telefonlar o günden bu yana nasıl bir gelişim içinde. Hazırladığımız 3G yazı dizisinde, geleceğin teknolojisi olarak gösterilen 3G ile ilgili merak ettiğiniz her şeyi bulacaksınız
Mobil teknolojilerde 'nesil' kavramı çok kullanılıyor. Kablosuz mobil telefonlar açısından nesil kavramı çok önemli çünkü iletişimin karakterini ve biçimini hemen hemen tamamen değiştiren ileri teknolojik atılımları ifade ediyor. Cep telefonu ve kablosuz iletişim alanında çok önemli teknolojik açılımlar ve yeni evreler anlamına geliyor. Nesil kavramını, mobil olarak sağlanan veri iletişim hızıyla doğru orantılı olarak düşünebiliriz. Yani iki mobil cihaz arasındaki veri iletişiminin sağlandığı bant genişliği ve aktarılan veri miktarının artması, bu teknolojinin asıl gelişim amaçlarını oluşturuyor. Yani en basit anlatımıyla, teknoloji ilerledikçe, mobil cihazlar arasında aktarılan veri miktarı artıyor. Ve mobil iletişim 'nesil' atlıyor.
TÜRKİYE HENÜZ 2.5G'DE
Örneğin günümüzde Türkiye'de kullandığımız cep telefonu teknolojisi 2.5'inci nesil olarak adlandırılıyor. 2.5'inci nesil ile bugün cep telefonundan wap, gprs gibi teknolojiler sayesinde internete bağlanabilmek ve karşılıklı ses ve veri iletişimi sağlamak mümkün. Ancak karşılıklı görüntü iletişim henüz bu teknolojide mümkün değil. Üçüncü nesil cep telefonları ve altyapısının sağlayacağı en büyük fayda da karşılıklı görüntülü iletişim ve çok yüksek hızda veri transferi olanağı. Bugün bu teknoloji yaklaşık 95 ülkede kullanılıyor. Ancak Türkiye'de ise henüz lisans ihaleleri yapılmadığı için, GSM operatörleri teknoloji altyapısını hazırlasa bile, kulanıcılar 3G'den faydalanamıyor. Lisansların neden geciktiğini, yazı dizimizin ilerleyen bölümlerinde detaylarıyla ortaya koyacağız. Ama özetle, Türkiye'de 3G'nin, lisansların dağıtılması ile birlikte en erken 2007'de hayata geçmesi bekleniyor.
İLK TELEFON 1973'TE YAPILDI
İlk cep telefonu 1973 yılında Motorola'da çalışan Martin Cooper adlı mühendis tarafından geliştirildi. Ürettiği kablosuz cep telefonuyla ilk görüşmeyi 3 Nisan 1973 tarihinde yaparak tarihe geçen Cooper'ın ilk Motorola cep telefonu 850 gram ağırlığında, 25 cm yüksekliğinde, 8 cm derinliğinde ve 4 cm genişliğindeydi. Şu anda üretilen ve avuç içinde kaybolacak kadar küçük cep telefonlarıyla karşılaştırıldığında daha çok bir tuğlayı andıran ilk cep telefonu, üretildiği dönem için bir devrim niteliği taşıyordu.
33 YILLIK SERÜVEN
O günden bu yana 33 yıllık bir serüven izleyen cep telefonları günümüzde sesli iletişim dışında birçok işleve sahip. Gelecekte ise insanın bir parçası haline gelerek, hem otomobil ve ev anahtarı, hem para cüzdanı, hem eğlence hem kütüphane v.s olabilecek bir potansiyelleri bulunuyor. Bugün 77 yaşında olan Cooper ise cep telefonlarından birçok yenilik bekliyor. Ve o günlerde cep telefonu bölümünü 100 milyon dolar ciro hedefiyle kuran Motorola bugün yıllık bu işten 10 milyar doların üzerinde ciro elde ediyor.
3G bize neler getirecek?
· Cep telefonu üzerinden video görüşme olanağı
· Daha gelişmiş operatör hizmetleri l Daha uzun pil ömrü l Konumlandırma hizmetlerinin kolayca uygulanabilmesi l Mevcut 2G sistemleriyle uyumluluk
· Mobil ticarete olanak sağlaması
Cepte 3. nesile nasıl ulaştık
1G: 1970'li yılların başlarında Bell Laboratuvarları'nda çalışmalarına başlanan ve 1979 yılında ilk kez kullanılan birinci nesil kablosuz iletişim sistemleri analog teknolojiyi kullanıyordu ve sadece ses iletişimi sağlayabiliyordu.
2G: 1990 yılında dijital kablosuz iletişime imkan tanıyan ilk cep telefonu sistemi kullanılmaya başlandı. Sesin yanında düşük hızda veri iletişimi de sağlayabilen ikinci nesil iletişim teknolojisi şu an Türkiye'de en yaygın olarak kullanılan teknoloji.
2.5G: İkinci nesil şebekeler üzerinden daha hızlı veri imkanı tanıyan bu ara teknoloji ile henüz yeni tanıştık sayılır. EDGE teknolojisi sayesinde mevcut GSM şebekesi üzerinden daha verimli data transferi yapılabilmesine olanak doğunca bu ara teknolojiye 2.5G adı verildi. GPRS teknolojisi saniyede 115 Kbps hıza ulaşırken, EDGE ile bu sınır 384 Kbps'ye taşındı.
3G: Üçüncü nesil kablosuz iletişime geçtiğimizde ise 2 Mbps'lik bir hıza ulaşılacak. Yani cep telefonu ile şu anda evimizdeki ve iş yerimizde kullandığımız ADSL hatlarının maksimum hızına yetişebileceğiz. Kısacası bugün 2 Mbps'lik bir ADSL hattına abone bir kullanıcının yapabileceği her şey cep telefonu üzerinden yapılabilecek. İlk nesilde sadece ses iletişimi sağlanabilirken bugün hızlı internet ve veri iletişimi, karşılıklı görüntülü iletişimi sağlanabiliyor. Cep telefonu 1973'te başladığı yolculukta bir hayli hızlı mesafe katetmiş bulunuyor. Özellikle cep telefonundaki değişim ve gelişim hızı baş döndürüyor.
Üçüncü nesil (3G ile birlikte hayat artık çok daha mobil bir hale gelecek. Bulunduğunuz her yerden televizyon izleyebilecek, internete bağlanabilecek ve istediğiniz bilgileri elde edebileceksiniz. Örneğin her an her yerde size özel bir mobil TV'ye sahip olacaksınız. Mobil TV bazen televizyon kanallarının yayınlarının canlı aktarılması, bazen de sadece kullanıcı tarafından talep edilen programların cep telefonu üzerinden yayınlanması şeklinde oluyor. Üçüncü Nesil sayesinde, mobil TV yayınlarının cep telefonları üzerinden oldukça kaliteli ve hızlı şekilde alınması sağlanıyor. Mobil TV içeriğinde haber, müzik, spor, komedi dizileri, çizgi filmler ve eğlence en popüler içerik başlıklarını oluşturuyor.
EN BÜYÜK POTANSİYEL TV'DE
Kullanıcıların mobil TV'ye olan ilgisi arttıkça medya sektörü de özellikle mobil TV'ye yönelik programlar üretmeye başlıyor. Ericsson Consumer Lab'in araştırmasına göre mobil TV, 3G içerik hizmetleri arasında en çok potansiyel görülen ilk 3 arasında yer alıyor. Mobil TV kullanıcıları genelde hareket halinde olan, güncel gelişmeleri sürekli takip eden ve istedikleri içeriğe, her an ve her yerde ulaşmak isteyenlerden oluşuyor. Mobil TV kullanıcıları adeta kişiye özel televizyon yayınına sahip oluyor. Onlar cep telefonundan programları kendi belirleyebiliyor ayrıca oylama ve içerik yükleme gibi hizmetlerle TV ile interaktif bir ilişki kuruyorlar. 3G ağlarının hızlı gelişmesi mobil TV alanında performans, kapasite, kalite, maliyet avantajı konusunda radikal gelişmeler sunuyor. 3G teknolojisini bir adım öteye taşıyan HSPA şebekeler ise mobil TV kapasitesini iki katından daha fazla artıracak. Mobil TV pazarının potansiyelinin artması geleneksel televizyon ve cep telefonu kullanımıyla alakalı. Mobil TV, geleneksel TV'ye önemli bir destek çünkü kullanıcıların kişisel, interaktif ve isteklerine bağlı televizyon seyretmelerine imkan tanıyor.
MÜZİK PAZARI, 13 MİLYAR $
Günümüzde yapılan araştırmalara göre her beş cep telefonu kullanıcısından biri müziği hareket halindeyken cep'ten dinliyor. Kullanıcıların büyük bir kısmı ise cep'te müzik dinlemeyi ilk sırada arzuladıklarını belirtiyor. Durum böyle olunca, şarkı sözü yazarlarından yapımcılara, cep telefonu operatörlerinden içerik sağlayıcılara kadar herkes mobil müzik pastasından yer almak istiyor. Bütün bu oyuncuların müzik üzerine yapacakları hizmetler ise hızlı veri transferi imkanı sağlayan 3G yani Üçüncü Nesil iletişim altyapısı ile daha da çeşitlenecek.
Cep telefonuna şarkı yüklenmesi 3G şebekeler üzerinden çok daha hızlı yapılıyor. 90'ların başında sadece monofonik melodiler ile kullanıcılar yetinirken artık günümüzde çok kaliteli müzikleri nerede olursanız olun saniyeler içinde telefona yükleyip dinlemek mümkün. Informa Telecoms-Media'nın raporuna göre 2011 senesinde, mobil müzik toplam 13 milyar dolarlık bir pazar olacak.
15 yılda 2 milyar abone BUGÜN yaygın olarak kullandığımız 2. Kuşak mobil iletişim teknolojisini kullanan sayısı Haziran 2006
itibarıyla toplam 2 milyar. Bu da dünyadaki tüm diğer iletişim şebeke kullanıcılarının yüzde 80'ine eşit. 1990'ların başlarında kullanımına başlanılan 2. Nesil teknolojisinin 2 milyar aboneye ulaşması görülmemiş bir gelişim hızı. Bugün yaklaşık olarak her üç insandan birinin cebinde GSM, yani bir cep telefonu var. Çin bugün tüm dünyada 370 milyon kullanıcısı ile GSM pazarının en büyüğü. Çin'i 145 milyon kullanıcı ile Rusya, 83 milyon kullanıcı ile Hindistan ve 78 milyon kullanıcı ile Amerika takip ediyor. Türkiye'de ise cep telefonu kullanıcı sayısı 42 milyon rakamını aşmış durumda.
80 milyon 3G kullanıcısı
GÜNÜMÜZDE dünya genelinde 112 operatör 3G teknolojisini kullanıyor. Bunların toplam 80 milyon abonesi bulunuyor. Avrupa'da ise Makedonya ve Arnavutluk dışında bu teknolojiyi kullanmayan ülke kalmadı. Türkiye'de ise 3G lisanslarının verilmesi bekleniyor.
Turkcell Şebeke Operasyonları ve Regülasyonlardan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İlter Terzioğlu, Üçüncü Nesil ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Terzioğlu, Turkcell'in büyük oranda Üçüncü Nesil uygulamalarına hazır olduğunu kaydetti.
Bize biraz 3G hakkında genel bilgi verebilir misiniz?
3G, kısaca Üçüncü Nesil Telekomünikasyon hizmetlerini ifade etmek amacıyla kullanılır. GSM ile uyumlu olması isi 3G'yi çok daha avantajlı kılmaktadır. 3G teknolojisi mobil veri iletişimini 14Mbit/s hızına ulaştıracaktır. Bu da 3G sistemleri ile gerçek bir mobil geniş bant erişimini mümkün kılmaktadır.
Dünyada 3G uygulaması hakkında bilgi verebilir misiniz?
Japon NTT-DoCoMo'nun Ekim 2001'de dünyadaki ilk 3G/UMTS sistemini ticari olarak işletmeye alması, Japonya ve Kore'de elektronik cihazların kullanımına olan yüksek talep ve kültürel yapının etkisiyle de, mobil sektöre yeni bir boyut kazandırdı. 2000'li yılların başında aşırı derecede yüksek tutulan lisans fiyatları ve sonrasında gündeme gelen telekom ve bilişim sektöründeki kriz bu yeni sistemin Avrupa'daki gelişimini bir süre yavaşlattı. 2004 ortalarından itibaren hızla ivme kazanan 3G, aralarında Yunanistan, Bulgaristan, Ukrayna, Mısır, Gürcistan gibi bölgemizdeki ülkelerin de bulunduğu 55 ülkede 122 ticari şebekede hayata geçirildi. UMTS abone sayısı 82 milyonu aşmıştır.
Türkiye de 3G lisansları ne zaman ve ne şekilde verilmelidir?
Türkiye'deki şartların giderek daha uygun hale geldiğini görüyoruz. Ülkemizdeki penetrasyon oranının yüzde 63'leri aşması ile birlikte, Avrupa'da 3G lisansı verilen ülkelerin o dönemki GSM penetrasyon oranları seviyesine ulaşılmıştır. Oysa AB üyesi ve aday ülkeler arasında 3G lisansı verilmemiş tek ülkenin Türkiye olması, artık zamanın geldiğinin hatta geçtiğinin kanıtıdır.
263 MÜHENDİS
Turkcell alt yapı anlamında bugün lisanslar veriliyor olsa hazır mı ?
Turkcell, 3G ile ilgili çalışmalara uzun zamandır devam etmektedir. Birinci aşamada 'gelişmeler takip edilerek teknik hazırlık ve eğitim' konularında çalışmalar yapılmıştır. Pazar araştırması yapılmış, üreticiler dinlenmiş ve bilgilenme sağlanmıştır. İkinci aşamada ise 'Sistemleri tanıma' süreci tamamlanmıştır. 3G teknolojisini ve 3G ile gündeme gelecek servis ve ürünleri geliştirmek, Türkiye'den kendi alanında ilk olacak servisleri yaratmak amacıyla, farklı çatılar altında sürdürdüğümüz Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerimizi İstanbul Maltepe'de tek çatı altında topladık. Ar-Ge Merkezi'mizde 263 mühendis çalışıyor. Ayrıca Turkcell iş ortaklarından oluşan bir eko-sistemimiz de var. 2004'te test çalışmalarına başladık. 2005 ve 2006'da CeBIT Fuarı'nda ziyaretçilerimize görüntülü konuşma, hızlı veri aktarımı gibi uygulamalarla 3G deneyimini yaşattık. TK tarafından verilecek lisansla birlikte yaygınlaşmaya hemen başlayabileceğiz. Turkcell olarak 3G'ye yönelik her türlü hazırlığımızı tamamladık.
3G'ye geçiş için ne kadarlık bir yatırım yapmak gerekmektedir ?
3G'ye geçiş için büyük yatırımlar yapmak gerekmiyor. Çünkü mevcut altyapının üzerine eklemeler yaparak 3G'ye geçiş mümkün. Aboneler mevcut SIM kartlarını ve numaralarını muhafaza ederek 3G teknolojisinin sunduğu yeni servislerden kolayca yararlanabilecekler.
TK topu taca atıyor
GEÇTİĞİMİZ günlerde Telekomünikasyon Kurumu (TK) tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: 'TK, siyasi otorite tarafından belirlenecek politika doğrultusunda, lisanslama ile ilgili ikincil düzenlemeleri yapmakla görevlidir. Lisansların ne zaman verileceği kararı TK'nın yetkisinde bulunmadığı; belirlenecek yöntem ve sürede üzerine düşen lisanslamaya ilişkin düzenlemeleri yapacağı kamuoyunun bilgisine sunulur.'
Baz istasyonları yenilenmeyecek
TÜRKİYE'de GSM teknolojisinden Üçüncü Nesil'e geçiş için çok büyük yatırımlar yapmak gerekmiyor. Özellikle son üç yılda Türkiye'de inşa edilen baz istasyonlarının birçoğu Ücüncü Kuşak teknolojisine uyumlu olarak inşa edildi. Bu nedenle de baz istasyonlarının yenilenmesi gibi bir durum söz konusu değil. Öte yandan 2001 yılının başında özellikle Avrupa'da sadece lisans bedelleri için 100 milyarlarca dolar para harcandı. ancak bu uçuk paralar nedeniyle Üçüncü Nesil teknolojisinin gelişimi yavaşladı. Ancak dünya genelinde son iki yıldan bu yana tekrar bu konuda bir ivme söz konusu.